Bilişim Öğretmenlerinin altın çağlarının yerini son 3 senedir düşük kontenjanlar nedeniyle atanamama sıkıntıları almıştır.Daha önce sadece ortaokul kademesinde seçmeli olan dersimiz ancak bu yıl TTK kararı ile 5 ve 6. sınıflarda zorunlu Teknoloji Yazılım dersi olarak okutulmaya başlanmıştır. Bu konuda kararın alınmasını sağlayan herkese teşekkür etmek gerekir. Bu sayede 6500 e yakın BT öğretmeni normu açılmış fakat 2013 ağustos atamalarında beklenen atama sayılarına ulaşılamamıştır. Sn. Müsteşar atamalardan önce tv ekranında Bilişim Öğretmenlerinin önceki mağduriyetlerinin göz önünde bulundurularak 2013 ağustos atamasında Bilişime Pozitif Ayrım yapılacağını özellikle dile getirmiştir. Ancak durum o şekilde olmamıştır. Aynı mağduriyet BT Öğretmenlerinin karşısına ek atamalarda da çıkmış, yapılan son 2 ek atamada bilişim branşına ihtiyaç olmasına karşın toplam atama sayısının sadece %0,7 si kontenjan olarak verilmiştir. Bir diğer sorun ise laboratuvar dersi verilmesine karşın hali hazırdaki norm kadro yönetmeliğinde BT Öğretmenlerinin yer almıyor olmasıdır.
Bununla birlikte yeni yayınlanan norm kadro yönetmeliği taslağında da Bilişim Teknolojisi normunun nasıl belirleneceğinden yine söz edilmemektedir. 02/614/EBS/1351 sayılı Eğitim Bir Sen tarafından bakanlığımıza gönderilen norm kadro taslağı hakkında tavsiye niteliğindeki yazıda da Bilişim normunun nasıl belirleneceğinin yönetmeliğe eklenmesi konusundan bahsedilmiştir. Ancak bakanlığımız bu konuda henüz harekete geçmemiştir. Bu konu BT Öğretmenlerini oldukça mağdur etmekte, norm kadrolarının nasıl ve ne şekilde belirleneceğini bilememektedirler. Bu durumda birden fazla BT Öğretmeni ihtiyacı olan okullara belki bir tane öğretmen atanmakta, belkide hiç öğretmen atanmamaktadır.
Bir diğer sorun ise Fatih Projesi. Fatih Projesi yani Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi olarak ifade edilen projeye bakıldığında,yapılan uygulamalar ile projenin ismi birbirinden çok uzaktadır. Takdir edersiniz ki hareket okullara tablet dağıtmak,sınıflara akıllı tahta koymak değildir. Hareket kitlelerce bir amaca göre hareket etmektir. Ama Bakanlığın bu uygulamasında hareket denince satın alma hareketinden başka bir şey yoktur, okullarda projenin amacına göre öğretmenleri ve öğrencileri yönlendirecek yani harekete geçirecek liderler maalesef projede yoktur.
Bu sebeple Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri olarak Bakanlığı projenin yanlış yönetildiğinden dolayı işin eğitimini almış kişiler olarak uyarmak görevimizdir. Sınıflara akıllı tahtaları koyup, öğrencilere tablet dağıtıp tamam bu bir hareketdir demek bunun satın alma hareketi olduğunu gösterir,ihaleye girmekten başka amaç yoktur. Ama ismindeki fırsatları artırmak ve teknolojiyi iyileştirmek istiyorsanız bu amaç için harekete geçirecek liderler gerekir çünkü bilgisayar destekli eğitim literatürde geçtiği gibi teknoloji lideri,rehberi olmadan olmaz. Bu gerekliliği Bilişim Teknolojileri alanında lisans eğitimi alan herkes tahmin edebilir. Hayatında hiç bilgisayarın tuşuna basmamış öğretmenlerin bile 100 saat kurs ile okullarda Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni unvanını alması bilişim çalışanlarının haklarının gasp edilmesidir. Ne eğitim açısından ne de ahlak açısından açıklanabilir yanı yoktur çünkü 4 yıl boyunca üniversite eğitimi almış, binlerce atanmayı bekleyen bilişim teknolojileri öğretmeni varken 100 saat ile bu öğretmenlerin unvanlarını,haklarını dağıtarak mesleklerini elinden almak her açıdan kabul edilemez bir durumdur.
Fatih Projesinin gerçekten bir hareket olması için sizin gerçek teknoloji liderleriniz Bilişim Öğretmenlerigörev beklemektedir. Ülkemizin trilyonlarının boşa gitmemesi ve okullarımızın teknoloji çöplüğüne dönüşmemesi için sizleri gerekeni yapmaya davet ediyoruz. Biz Fatih Projesini şahlandıracak ve unsurlarını amaç uğruna harekete geçirecek bilgi donanımına sahibiz. Nasıl rehber öğretmenlere okullarda norm kadro veriliyorsa bilişim çağında okullarda BT Rehber Öğretmenliği için norm açılmalıdır.
Bugün Avrupa ve Amerika da ki eğitim sistemlerine göz attığımızda özellikle Yazılım derslerinin ilkokul 1. sınıftan başlayarak neredeyse tüm kademelerde zorunlu ders olarak okutulduğunu görmekteyiz. Örneğin Fransa da zorunlu olarak 6 dersin okutulduğu ve bunlardan birinin de Bilişim ve Yazılım dersi olduğu biliniyor. İngiltere Eğitim Bakanlığı, yazılım geliştirme dersini ilkokul müfredatına 2014 yılında alıyor. Teknolojiye giderek daha fazla yatırım yapan Estonya’da hükümet, ilkokullara birinci sınıftan itibaren bilgisayar kodu yazma dersleri koydu. Yazılım konusunda en önemli kurumlardan biri olan GOOGLE'un başkan yardımcısı CERF yakın zamanda ülkemizi ziyaret etti ve eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanımız sn. Nihat ERGÜN ile görüştü.
Google Başkan Yardımcısı Cerf ortaokul öğrencilerinden başlayarak yazılım ve kod geliştirme konusunda müfredata zorunlu ders konulmasının faydalı olacağını dile getirdi. Sosyal Medya gün geçtikçe ucu bucağı belirsiz adeta kara bir deliğe dönüşmüştür. Bu kara delik ne yapacağını bilmeyen, bu konuda eğitim almamış çocuklarımızı bir bir yutmakta ve uygun olmayan davranışlara sürüklemektedir. Bu bilinci çocuklarımıza aşılayabilecek tek yetkin meslek Bilişim Öğretmenleridir. Yazılım üreterek ülkemize katkı sağlamak yerine, çocuklarımız sosyal medya da bilmedikleri yerlerde dolaşmakta, suç olduğunu bilmeden ya da yeterli bilinçte olmadığı için Bilişim suçları işlemekte ve kendisine, ailesine ve özellikle de uzun vadede ülkemize büyük zararlar vermektedirler. Bugün Amerika da 15 yaşındaki bir çocuk ilkokuldan itibaren aldığı yazılım eğitimiyle telefonlara yazılım yapıyor ve daha bu yaşta milyon dolarlar kazanabiliyor. Bu kazancın ülkesine de büyük katkıları olduğu aşikardır. Bilişim ve Yazılım dünyasındaki tüm bu durumları göz önünde bulundurarak Sn. Başbakan ve Bakanlığımızdan BT Öğretmenlerinin yaşadıkları bu mağduriyetleri gidermelerini, Bilişim Teknolojisi Öğretmenlerinin yüzünü Şubat ayında yapılacak öğretmen atamasında hak ettikleri kadar iyi bir kontenjan ayırarak güldürmelerini canı gönülden temenni ediyoruz.
Saygı ve Sevgilerimizle Bilişim Teknolojisi Öğretmenleri