17 Ocak 2014 Cuma
Türkiye’de blog kullanımı kimilerine göre düşüşte kimilerine yükselişte. Ben de blog kullanımının çığ gibi büyüdüğünü düşünenlerdenim. Hatta öyle ki pek yakın zamanda facebook ve twitter gibi hemen herkesin bir blog hesabının olacağını öngörüyorum.
Bunu düşünmemin ana nedeni, Türk insanının bazı şeyleri ne yazık ki Batı’dan sonra keşfetmesi ve yine insanlarımızın yazarlık arzusunun yüksek olması. Peki, okumayan bir milletin yazarlık aşkının yüksek olması bir tezatlık değil mi, diye sorabilirsiniz. Ben aynı zamanda Türk insanının çok iyi bir okuyucu olduğunu da düşünüyorum. Araştırmacılık yönümüze bir şey diyemem ama okuyuculuk yönümüzün güçlü olduğunu düşünüyorum.
Özellikle interneti hayatımıza girişi ile birlikte okuyucu kimliğimizin daha da arttığını düşünüyorum. İnternet yazılar ve içerikler üzerine kurulmuş bir sistemdir. Yani ana teması budur. Ülkemizde kitap satış oranıyla okur sayısını belirlemeye kalkarsak büyük yanlışa kapılmış oluruz. Zira insanımız biraz da para vermeden okumayı seven bir yapıda. Dolayısıyla bu yapısını internetin faydalarını kullanarak devam ettiren bir millet olduğumuzu düşünüyorum.
Türkiye’de internet ile birlikte okuyucu ve yazar durumları az çok bu şekilde.
Avrupa’da ise durum çok farklı aslında. Avrupa’da bilgi üretimi, kişisel bilgilerin paylaşımı uzun yıllardır sanal ortamlarda yapılıyor. Özellikle blog nimetini çok iyi kullanan Avrupalılar neredeyse bilgi seviyelerini blog üzerinden yarışmaya sokuyor. Blogu aktif olarak uzun yıllardır kullanan Avrupalılar, hala aynı hızla kullanmaya devam ediyorlar. Hem de reel bilgiler ışığı altında blog yazıyorlar. Bilgi Avrupa insanı için çok önemli. Bunu da paylaşmaktan hiç gocunmuyorlar. İlk yıllarda olduğu gibi Avrupa’da hala aynı hızla blog yazarlığı devam etmekte. Gelişen ve yenilenen bilgi dünyasına katkı sunmaya devam ediyorlar.
Bize tekrar gelecek olursak. Biz yani Türkiye insanı blog kullanımını aslında seviyoruz. Kişisel blogları, fikir blogları, topluluk blogları çığ gibi büyüyor. İnsanımız biraz egoist yönü ağır bastığından kendi egolarını tatmin edecek bilgiler sunmayı seviyor bloglarında. Kendi hayatından kesitler, yaşadığı olaylar, düşündüğü planlar vs. vs. Üstelik okurlarımız da bunları hiç erinmeden okuyorlar.
Ama artık bana göre bizde blog işi yavaş yavaş bilgi blogculuğuna dönmeye başladı. Özellikle kazanç hedefinde olan blog kullanıcıları, bloglarına ziyaretçi çekebilmek için bol bol özgün fikirleriyle bilgi yazıları ekliyorlar. Bunun dışında bilgi ve fikirlerini tek çatı altında ifade etmek isteyen insanlarımız bunu sanal ortamda ücretsiz bir şekilde blog kullanarak yapmaya başlıyorlar. Bu sayede bana göre Türkiye’de bilgi ve fikir blogculuğuyakın zamandan itibaren başlamıştır. Kişisel bloglar, haber, komedi, video, turizm, ticaret, iş dünyası, ekonomi, kadın, magazin gibi onlarca çeşit bloglar ile birlikte bilgi bloglarını hesaba kattığımızda her geçen gün büyüyen bir Türkiye blogculuğu görüyoruz. Bu da biz Türkler’in blogculukta daha yeni yeni çığ gibi büyüdüğü kanısına vardırıyor.
Dediğim gibi Türkiye’de yakın zamanda sosyal paylaşım sitelerindeki hesaplar gibi blog hesapları bol bol olacağı kanaatindeyim. Hem ücretsiz hem de hazır tasarım servisi veren blog nimetinden faydalanmayı ülke olarak seviyoruz. O zaman ego ile karışık paylaşım çılgınlığımız neden büyüyerek devam etmesin ki?
Özet olarak, geriden takip ettiğimiz Avrupa’yı blogculukta yakın zamanda yakalayacağız. Üstelik Avrupa ülkelerine göre iyi bir konumda olan nüfusumuz buna elverişli. Bir de kırsal kesimler de olmak üzere neredeyse her eve artık bilgisayar girdiğini düşünürsek, yeni blog kaşiflerimizin daha da artacağını düşünmemek elde değil.
