• Posted by : Unknown 21 Şubat 2012 Salı

    Bu yazı Engin Sevinç tarafından Celil Bayer için yazılmıştır.


    Niçin blog yazarız? Ya da başka türlü sormak gerekirse, Blog yazılarımızı neden, hangi amaçla yazarız?
    Böyle bir soru size sorulmuş olsa vereceğiniz cevaplar neler olabilir?

    Bundan beş yıl öncesinde böyle bir soruyu sormuş olsalardı benim vereceğim cevaplardan ilki yeni bir şeyi denemiş olmak olurdu. Çünkü o güne değin karşılaşmadığım bir dünyayı tanımaya çalışmak eğlenceli gelirdi. Ki hala da eğlenceli gelir. Tanıdıkça, öğrendikçe ve kullanabilme yetimin geliştiğini gördükçe daha fazla istek oluşuyor. Belli bir süreden sonra internetten para kazanabiliyor oluşumuzu öğrendiğimde blog yazma amacım başka bir yöne saptı: Para kazanmak için!!!



    Bu aslında gayet normal bir durum. Blog yazmayı öğrendikten birkaç ay sonra Google adsense hizmetinden haberdar oluşum ve hemen ardından para kazanmak uğruna girdiğim onca çaba ve uğraş.. Bu tıpkı toy bir delikanlının ergenliğini yaşamaya başladığı ilk zamanlarındaki heyecana benziyor. Hele banka hesabınıza yatan ilk 100 dolarınızı cebinize koyduğunuzda hissettiğiniz duygunun tarifi mümkün değildir. Ve insanoğlunun doğasında olan bir gerçek: kazandıkça daha çok kazanmak..

    Blogger; kazandıkça daha çok kazanmak felsefesini oturtabileceğiniz bir platform olarak görünebilir. Sonuçta hiçbir ücret ödemiyor ve kolay yoldan metinlerinizi yazıp resimlerinizi yüklüyor, yayınlarınızı oluşturuyorsunuz. Facebook, Twitter ve daha birçok sosyal paylaşım ortamlarında sitenizin reklamını ücretsiz yapıyorsunuz. Net ortamındaki milyonlarca blogger bilgisinden yalnızca birkaçı sayesinde daha önceleri gözünüzde büyüttüğünüz işleri yapabiliyorsunuz. Mesela HTML bilginiz olmadan HTML şaheserleri ortaya çıkartabiliyorsunuz. Öncesinde size farklı gelen bu dünya, belli bir süre sonra tanıdıklaşıyor ve işinizde uzman olduğunuzu sanıyorsunuz.

    Yazının başında sorduğum soruyu işte tam burada sorabiliriz: Niçin blog yazıyoruz?
    Tanıtım yapmak; para kazanmak; boş vakti değerlendirmek; popüler olmak; hizmet etmek; öğrenmek ve daha başka şeyler için diyebilirsiniz.

    Oysa benim cevabım daha farklı olacak.
    Blogger hayatımıza 1999 yılında girdi ve hiçbir teknik bilgiye gerek duyulmadan kullanabildiğimiz hizmetini ücretsiz vererek popüler hale geldi. Google 2003 yılında blogger’ı satın alarak yeni bir çağ başlatmış kadar büyük adım attı. Artık insanlar akıllarına gelen her konu ile ilgili blog siteyi tek bir tıklamayla kuracak ve kolay yoldan içerik ekleyip blog yazarı olabilecekti. Sonradan yapılan bir araştırmaya göre günde 50 binden fazla blog site yaratılıyor olacak, blog yazarlarının yarıdan çoğunun yıllık geliri 60 bin dolar seviyesine ulaşacaktı. Günden güne genişleyen ve devasa büyüklüğe ulaşan web blog ağında biz Türklerde de gelişim olacak. Mesela 2005 yılında “blog” kelimesi Google Türkçe sayfalarında 65 bin civarında sonuç verirken, bu sayı bir yıl sonra 5 milyon, 2008 yılında da 10 milyonu bulacak. Böylece Türk blog tarihinin gelişim süreci başlamış olacak ve ihtiyaç duyulan milli blog kaynakları yaratılacak: Blogcu.com , Azbuz.com, Mynet Blog ve daha birçok blog hizmeti hayata geçirilecek. Ve bunlar küçümsenmeyecek başarılara imza atacaklar. Mesela blogcu.com 2 yıl içinde 300 bin üyeye ulaşıp Türkiye’de en çok okunan 13. Yayın organı olacak. Diğer bir örnek azbuz.com ise 2006 yılında kurulduktan sonra 700 bin civarı blog ve 1 milyon 300 bin civarı üyeye sahip olacaktır.

    İlk etapta belki de yalnızca günlük tutma amacıyla kurulmuş olan bu devasa dünya şimdiki hale nasıl ve ne şekilde geldi acaba? Literatürde teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturabildikleri, günlüğe benzeyen web siteleri olarak geçen Blog,  şu anda dünyada en çok tercih edilen web yayınlama sistemlerinden biri ve evrensel net ağında ortak kullanım ve paylaşım kaynağı durumunda.

    İşte, belki de bu sebepten ötürü blog yazıyoruz. Daha kolay yoldan daha çok insana ulaşabildiğimiz için. Bu sayede diğer amaçlarımızı gerçekleştirmiş oluyoruz. Yani para kazanmak, popüler olmak, tanıtım yapmak, hizmet etmek, vs.. Elbette tüm bunları diğer yollardan da yapabilirdik. Php, html, asp ve flash kaynakları değerlendirebilirdik. Ama elinizin altında en ucuz, en kolay ve daha bir “en” leri içinde barındıran bir sistem duruyorken neden diğer zorlukları denemek isteyelim?

    Blog, donanımsız web kullanıcılarına sunulmuş en büyük nimettir bence. Blogger, Wordpress, LiveJournal bu alandaki en iyiler.. Windows Live Spaces, Yahoo! 360, Regional Blog gibi sonraki girişimler ise fena değil.. Yine de benim tercihim blogger dan yanadır.

    Evet; benim niçin blog yazıyoruz sorusuna cevabım bu şekilde. Peki sizin cevabınız nedir??




    Leave a Reply

    Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

  • Copyright © 2013 - Hyperdimension Neptunia

    Blogger Ve Wordpress Tema Arşivi - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan