• Posted by : Unknown 2 Kasım 2013 Cumartesi


    Merhaba Arkadaşlar,


    Role Play hakkında bilgisi olmayan arkadaşlar için sizlere ufak bir bilgilendirme yazısı sunuyorum.

    Role Play nedir?

    Role Play, oyuncuların kendilerini karakterlerine bürümesi, bir nevi oyun içerisindeki atmosfere uygun olarak tiyatro oyunu sergilemesini sağlar. Role Play yapabilmeniz için gelişmiş yeteneklere, değerli eşyalara ihtiyaç duymazsınız. Sadece hayal gücünüzü kullanarak yoktan var edebilir, diğer oyuncularla hoşça vakit geçirebilirsiniz.

    Rol yapmadan önce, karakterinizin senaryoya paralel olarak bir hikayesini hazırlamanız gerekir. Nasıl biri olmanız değil, kim olmanız önemlidir. Karakterinizi aynen gerçek hayattan bir insan gibi tasarlamanız gerekir. Kişisel özelliklerini, hayat hikayesini, yeteneklerini sizin belirlemeniz gerekmektedir. Karakterinizin giyim tarzını, aksanını ve yaşam alanını sizin belirlemeniz gerekir.

    Karakterinizin ismini yaratmadan önce, "Role play" teriminin anlamını tam olarak bilmeniz gerekir. Çünkü çoğu kullanıcı, kendilerine özgün olmayan kullanıcı isimleri kullanır. Fakat rol yaparken, kullanıcı adı değil, tam bir isim kullanmanız gerekir. Mesela; Gandalf, AsiSteve, Seytan gibi isimler kullanmak role play kanununa ayrı kaçar. Bunlar yerine, kendinize özgün isimler kullanmanız gerekir. Mesela Gekdez, Vuhace, Gregor, Faeldron gibi isimler bir rolcü için daha ideallerdir. Soyadlara geldiğimizde ise, role play soyadları isimler gibi özgün olabilir fakat daha estetik bir görünüm açısından rolcüler karakter becerileri ile alakalı İngilizce tamlama soyadları tercih ederler. Örnek; Woodsoul, Warbringer, Blackhammer vb.

    Ardından ise karakterinizin kim olduğuna dair bir özgeçmiş hazırlamanız gerekir. Genellikle özgeçmişler karakterin doğduğu ve büyüdüğü şehir hakkında olur. Fakat daha da zorlamak isterseniz karakterinizi bilincini kaybetmiş, nerede olduğunu, kim olduğunu hiç hatırlamayan bir insanı da canlandırabilirsiniz.
    Role playi sergileme konusuna gelirsek; konuşmalarınızda ve tavırlarınızda benliğinizden çıkıp, karakteriniz her kim ise o role bürünmelisiniz. Diğer oyuncularla konuşurken edebi metinler kurmanız gerekmemektedir. Sonuçta bir köyde yetişmiş, aksanlı konuşan bir oduncu böyle bir konuşma yapamaz. Temelinde role play, güzel konuşmak veya bilge gözükmek değil, kimi nasıl canlandırdığınız ile alakalıdır.

    Role Play Terimleri:

    IC (In Charachter) -Karakter içi-: Role play'in iki önemli kavramından biridir. IC, oynanan karakterin kimliğine uygun şekilde davranıldığını, kısaca role play yapıldığını ifade ederken kullanılır.

    OOC (Out Of Charachter) -Karakter dışı-: OOC, karakter dışında kalındığını ve gerçek kimlikte oynandığını belirtir. OOC, bazı durumlar için yasaklanabilir. Tamamen kişisel bir tercih olmakla beraber, karşımızdaki kişileri role play içinde olup olmadığımızı konusunda bilgilendirmek açısından önemlidir.

    Örnek Role Play:

    Karakter Özeti:
    Steve Rohan şehri yakınlarında, ufak tahta bir evde yaşamakta olan demircidir. Ömrünün tamamını Rohan'da ki babasından kalma bu evde geçirmiş, demircilik mesleğini de babasından öğrenmiştir. 1.70 boylarında, kahverengi saçlı, mavi gözlü, yüzünde şirin bir gülümseme olan ve mesleğinden ötürü kaslı kollara sahip bir adamdır. Daha çok eskimiş kıyafetler giyer. Rohan halkı tarafından tanınan ve sevilen birisi olduğu kadar, yaptığı silahlar pek çok savaş görmüştür.

    Role Play:

    Çaresizce örsünde demiri döven Steve'ye doğru başı siyah bir örtüyle örtülü kambur bir adam yaklaşır.

    Yabancı: Steve sen misin?
    Steve: *demiri dövmeye devam eder ve başıyla onaylar*
    Y: *şüpheyle ona bakar* Namını epeyce duydum. Söyledikleri kadar keskin midir kılıçların?
    S: Buralarda kime istersen sor yabancı, benimkiler en iyisidir.
    Y: *yüzünde bir gülümseme belirir* Bana Güneyli Melron derler. *tokalaşmak için elini uzatır*
    S: *elini üzerine siler ve tokalaşır* Senin için ne yapabilirim?
    Y: Bana öyle bir kılıç yap ki, eşi benzeri olmasın.
    S: *ciddileşir, boğazını temizler* Altının var mı? Sen ondan haber ver.
    Y: Karşılığını veremeyeceğim şeyi, neden isteyeyim ki?
    S: *gülümser* Yalnız o dediğin pahalıya mal olur, şimdiden söylüyorum.
    Y: Ne kadar istiyorsun? *elini altın kesesine uzatır*
    S: *eliyle göstererek* Beş bin altın.
    Y: *duraksar* Beni mi kandırıyorsun ihtiyar?
    S: *kaşlarını çatar* Eşsiz bi kılıç isteyen sen değil misin?
    Y: *suratını asar* Pekala, pekala. Al bakalım. *kesesinden istediği miktarda altını alır ve uzatır*
    S: *altınları alır ve bir tanesini ısırarak kontrol eder*

    Leave a Reply

    Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

  • Copyright © 2013 - Hyperdimension Neptunia

    Blogger Ve Wordpress Tema Arşivi - Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan